12 Ocak 2009 Pazartesi




ANKARA'YA VEDA

Ben kendi masum dünyasında,
Sessiz sedasız yaşayıp giden,
İsteyince bir bardak suda fırtınalar estirip,
Sonra sakinleşen,
Bir dünyalıydım herkes gibi.

Toz pembeye yakın hayallerim vardı,
Sabırla beklediğim yarınlarım.
Umutlarım vardı, kar beyazı.
Ve bülbül seslerinin yankılandığı,
GİZLİ MABEDİM vardı, her sabah ugradığım .

Hüzünlerimi paylaşabilseydim keşke,
Keşke, keşkelere boğulmasaydım.
Toprağın bağrında yaşayan, bir can olabilseydim!
Bir mor lale yada pembe açan bir kiraz ağacı.
İşte öylesine bir can.

Dökebilseydim göz yaşlarımı, seher vakti,
Çiğ tanelerine karışıp.
Eriyip giden hüzünlere dönüşseydi yaşam.
Gülücükler saça bilseydim tekrar,
Hancerlenmeseydim ansızın sırtımdan.

Bırakıyorum hiçbir şey yok gözümde.
Hüzünler sarmış dört bir yanımdan.
Ne gizli Mabedim cağırıyor beni her sabah!
Ne de kiraz çiçekleri yağıyor dallarından,
Sadece sözleşmiş gibi fısıldaşıyorlar arkamdan.

Biliyormusun erken solar mor laleler,
Çiçeklerini çabuk döker kiraz ağaçları,
Ve dayanamaz küçüçük canlar hüzünlere.
Bülbül artık söylemez duygularını nağmelerle,
Duyan olmaz söylese de,
Seherde feryadını, onun da, senin de.

12.01.2009 Firdevs NURCAN

9 Ocak 2009 Cuma

Murat'ın Süprizi

http://www.youtube.com/watch?v=0IZEIwYlBNQ
http://www.youtube.com/watch?v=0IZEIwYlBNQ

Okumak insani nasil etkiler?